Çok üretken ve geniş ufuklu bir sanat tarihçisi olan Selçuk Mülayim’in İslam Sanatı nam eseri, Türkçedeki bu konuya vakfedilmiş en iyi eserlerden biri olarak öne çıkmayı hak ediyor. Nitekim, Turan Koç’un da ifade ettiği gibi, bizdeki sanat tarihi eserleri kuru bir tarihçe ve eserlerin biçimsel niteliklerinin sayılıp dökülmesi şeklinde bir gelenek izliyor. Bunun aksine Selçuk Mülayim’in eseri sanatın inançla ilişkisinden başlayarak semboller ve onların anlamlarından söz açtıktan sonra, dönemler ve üsluplardan bahsetmeye başlıyor. Bunu yaparken de yalnız kubbelerin çapları, kullanılan malzemelerden değil; kültürel havzalardan, etkileşimlerden, sanatçı-işveren ilişkilerinden, sanatın siyasi ve ideolojik kullanımlarından beslenen bir anlatı içerisinde tarihsel bir seyir sunuyor. Özellikle “Süslemeden Tezyinata” başlıklı bölüm, bir sanat felsefesi metni olarak okunmaya müsait. Bu nitelikleriyle Selçuk Mülayim’in eseri, İslam sanatı üzerine okumalara yeni başlayacaklar için bulunmaz bir nimet.